MEHTAP YILMAZ
“Siz ne zaman doyacaksınız?
Ve şu masadan ‘elhamdülillah’ diyerek ne zaman kalkacaksınız merak ediyorum.
Bir elhamdülillah deyin ya.
Hamdolsun bu kadar doyduk deyin. Ama hala sırtına çökmüşsünüz, devlete çökmüşsünüz! Fakir fukara açlıktan perişan durumda siz hala doymayı bilmediniz.
Yani siz iktidara gelirken yandaşlarınızla beraber masaya oturup Türkiye’yi kendinize pay mı ettiniz arkadaşlar? Ya da iktidarda kalmak için kendi sermayenizi yaratırken ‘Nasıl olsa kadı bizim, aynı kadı’ bunu düşünerek ipin ucunu kaçırdınız. Tek derdiniz yandaşlarınızı doyurmak oldu.” Kaynak…
Kime ait bu sözler? İYİ Parti Grup Başkanvekili Lütfü Türkkan’a!
Şimdi sıkı durun!
Bu sözlerin sahibi Lütfü Türkkan, tam 126 bin metrekare orman arazisine çökmüş! Üzerine fabrika kurmuş!
TOKİ arazisi üzerine de çiftlik!
Yahu çadır değil, fabrika bu! Milyonlarca lira yatırım demek!
Peki neyine güvendi? Kime güvendi de kendisine ait olmayan orman arazisi üzerine fabrika, TOKİ arazisi üzerine de çiftlik kurdu?
Bu ülke sizin babanızın çiftliği mi kardeşim?
Geleceksin, koskoca orman arazisine çökeceksin! Fabrika kuracaksın! Rant elde edeceksin!
Yetmeyecek… Gözün doymayacak…
Bir Elhamdülillah, doyd
um demeyeceksin!
Bu kez TOKİ arazisine çiftlik kuracaksın! Rant elde edeceksin!
Durun Lütfü Türkkan’ın ifadesiyle söyleyeyim! “Yani siz yandaşlarınızla beraber masaya oturup Türkiye’yi kendinize pay mı ettiniz arkadaşlar?”
Evet…
Bu skandalı AK Parti Kocaeli Milletvekili Radiye Sezer Katırcıoğlu ortaya çıkarmasa bu devran aynen böyle sürüp gidecekti. Lütfü Türkkan, Orman arazisinin şah damarına yapışıp, oradan rant elde etmeye devam edecekti! Kaynak…
Durun ne diyordu Lütfü Türkkan bir daha hatırlayalım!
“Siz ne zaman doyacaksınız?
Ve şu masadan ‘elhamdülillah’ diyerek ne zaman kalkacaksınız merak ediyorum.
Bir elhamdülillah deyin ya.
Hamdolsun bu kadar doyduk deyin. Ama hala sırtına çökmüşsünüz, devlete çökmüşsünüz! Fakir fukara açlıktan perişan durumda siz hala doymayı bilmediniz.”
İYİ Parti’ye bu cümleleri hatırlatırım!
Şimdi bakalım İYİ Parti Lütfü Türkkan’ı disiplin kuruluna sevk edecek mi? Yoksa bu rantı, bu ağaç katliamını görmezden mi gelecek?
CHP’li “çevreciler”, “Geziciler” bu olaya nasıl bir çevreci tepki verecek?
Bakalım 126 bin metrekare orman arazisine fabrika yapan Lütfü Türkkan’ın fabrikası etrafında çevreci protestolar yapılacak mı?
Şimdi Lütfü Türkkan, çöktüğü orman arazisinin gerçek sahiplerine yani bu millete cevap vermeli:
Bu fabrikayı kurmak için 126 bin metrekare orman arazisinden ne kadar ağaç kesildi?
Bu araziye çökmesine kimler göz yumdu! Bunca zaman kimler müsaade etti?
Bu orman arazisini ne kadar süredir işgal ediyor?
Bu yasa dışı fabrikadan ve çiftlikten ne kadar çıkar elde etti?
Hadi 126 bin metrekare orman arazisi üzerine kurduğu fabrika yıkıldı diyelim… TOKİ arazisine yaptığı çiftlik yıkıldı…
Bunun bir cezası, yargı süreci olmayacak mı?
Kesilen ağaçları, katledilen doğayı eski haline getirmenin maliyetini bu millet ödediği vergilerden mi karşılayacak?
Hesaplarını boşaltmadan, Lütfü Türkkan’ın hesaplarına yasal olarak el konmalı mı? Yurtdışına çıkış yasağı getirilmeli mi?
*
Bu arada Gebze Orman İşletme Müdürlüğü ekipleri fabrikanın kaçak kısımlarını mühürlemiş, birkaç gün içinde yıkım başlayacakmış!
Tebrikler Mehtap hanım, yüreğimizi dillendiriyorsunuz.