Peşinen söyleyeyim!
Bu saldırılar, “derin ellerin” operasyonudur!
Evet, Selçuk Özdağ, Orhan Uğuroğlu ve Afşin Hatipoğlu’na yapılan menfur saldırılardan söz ediyorum.
Olay yerinde atılan sloganlara bakın…
Birilerinin suç mahalline MHP kartviziti bırakmasına… Atılan oltaya balıklama atlayan “dünden hazır” siyasi muhalefete bakın!
Derkenar olmuş kifayetsiz muhterislerin işkembe-i kübradan sallamalarına…
Hadi amaaa…
Bu kadar saf olamazsınız!
Faili meçhullerle dolu yakın tarihimizde, olaylarda sonraları kimlerin parmağı olduğunu bile bile hem de…
Genelkurmay Başkanlığı’ndaki kozmik odayı sözde suikast iddialarıyla açtırarak FETÖ’yü içeri sızdıran siyasi figürü ne çabuk unuttunuz?
Nedim Şener, günlerdir Muhsin Yazıcıoğlu cinayetinin arkasındaki FETÖ’ye işaret ediyor.
Uğur Mumcu… Hablemitoğlu…
Vaziyeti gerçek mahiyetiyle idrak edebilmemiz için daha ne kadar FETÖ dümenine gelmemiz gerekiyor?
Bu ferasetle bakın ve gerçeği görün!
Selçuk Özdağ, Orhan Uğuroğlu, Afşin Hatipoğlu saldırıya uğruyor.
Olay daha aydınlatılmamışken… Henüz faillerin kim olduğu ortaya çıkmamışken… Soruşturma süreci devam ediyorken… Bir yerlerden düğmeye basılmış gibi ağzı olan kuru sıkı ata ata konuşuyor. İktidarı, Cumhurbaşkanı’nı, MHP’yi suçluyor…
Anlayacağınız algı operasyonu kimin fikriyse, tıkır tıkır işliyor.
Suçlu veya suçlular kim? Kimsenin herhangi bir fikri yok.
Yakın tarihte birbiri ardına gerçekleşen bu saldırıların aralarında bir bağlantı var mı?
Yoksa bu olaylar birbiri ardına tevafuk eden münferit hadiseler mi?
Bu saldırıların gerisinde kimler var?
Azmettiriciler kimler?
Bu saldırılar iktidarı yıpratmak isteyen FETÖ gibi dış istihbarat servislerinin beslemesi olan terör unsurlarının bir operasyonu olabilir mi?
Bu ve benzeri sorularının hiçbirinin cevabı yok!
Çünkü olaylara ilişkin soruşturmalar devam ediyor yani henüz ortada somut bir şey yok!
Kusura bakmayın ama eğer art niyetiniz yoksa bu saldırıları “siyasi terör” olarak niteleyemezsiniz!
“Organize saldırılar” olarak tanımlayamazsınız!
MHP’nin üzerine yıkamazsınız!
Bu saldırılardan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı sorumlu tutamazsınız!
“Korkmuyoruz!” diyerek Erdoğan’a medyan okuyamazsınız!
Yoksa “Kimden korkmuyorsun?” diye sorarlar size…
Seni Dışişleri Bakanı yaparken “korkmadığın”, Başbakan koltuğuna oturturken “korkmadığın”, üstelik minnetle boynuna sarıldığın Uzun Adam’dan mı korkmuyorsun?
Saldırıları “Siyasi terör” diye niteleyerek düne kadar bakan, hatta başbakanı olduğun siyasi iktidarı hangi vicdanla hedefe koyabiliyorsun?
Ahmet Davutoğlu, “Hiçbir şekilde üstü örtülemeyecek, suskunlukla karşılanamayacak bir siyasi terörle karşı karşıyayız” diyor ve ekliyor… “Ülkedeki olumlu olumsuz her türlü gelişmeden birinci derece sorumlu Cumhurbaşkanlığı makamıdır. (…) Sayın Cumhurbaşkanı’ndan saldırıyla ilgili açık ve net bir açıklama bekliyoruz!”
O halde Dışişleri Bakanlığınız ve başbakanlığınız süresince meydana gelen benzer hadiselerden sorumlu muydunuz?
Yahu siyasete uzaydan mı geldiniz? Düne kadar Dışişleri Bakanı hatta başbakanlık yaptığınız iktidarı ne ile itham ettiğinizin farkında mısınız?
***
– Selçuk Özdağ: Cumhurbaşkanı Erdoğan beni aradı “Geçmiş olsun” dedi, ben de durumu anlattım.
-Davutoğlu: Sayın Erdoğan, Özdağ’ı aradı ama “geçmiş olsun” demedi.
***
Selçuk Özdağ ve diğer iki şahsın saldırıya uğramasına karşı kıyameti kopartan Davutoğlu, 52 kişinin öldüğü, 682 kişinin yaralandığı Kobani eylemlerinin sorumlusu Selahattin Demirtaş’ın tutukluluğuna karşı çıkıyor!
“İ. H. Derneği’nin raporuna göre 7-12 Ekim 2014 tarihleri arasında Kobani eylemlerinde 46 kişi öldü, 682 kişi yaralandı. A.A.’ya göre 1113 bina hasar gördü.”
Biz de Davutoğlu’na, “Peki bu nasıl bir çelişki, nasıl bir muhalefet terörüdür? diye soralım! Link-1
Helpful info. Fortunate me I found your site by chance, and I am stunned why this twist of fate did not happened in advance! I bookmarked it.
I know this web site provides quality based articles and other information, is there any other web site which provides such information in quality?