MEHTAP YILMAZ
İyi Parti’nin Nostradamus’u kehanette bulunmuş!
Tutmuş sosyal medya hesabından bir açıklama yapmış! “Ben de buradan söylüyorum! AKP üç yıl içinde dağılacak!” demiş…
“AK Parti 2023’ü görmeden dağılır gider… Dağılırken de herkes birbirini satar. Satamayan da diğerini kiraya verir. İçinizde kanayan yara dışarıdan belli olmuyor mu sanıyorsunuz?”
Bana göre eğer Lütfü Türkkan’ın aklı varsa bırakır AK Parti dedikodularını da kendi arkasını kollar! Zira AK Parti’de Erdoğan’ın Brutüs’leri dikkat ederseniz hep FETÖ bağlantılı isimler!
Eh İyi Parti’de Meral Akşener başta olmak üzere FETÖ ile muhabbeti olmayan kimse olmadığına göre bence aklı varsa arkasını kollar!
Kaynak: O vekilden flaş iddia: AKP dağılacak, herkes birbirini satacak…
Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan ve Abdullah Gül’ün bir gün gelip de “PYD terör örgütü değildir” diyen CHP ile kafa kafaya verip, Erdoğan’ı devirmek için siyaseten ittifak kurabilecekleri kimsenin aklına gelir miydi?
Gelmezdi…
Lakin Lütfü Türkkan ve Ankara sokaklarının göz ardı ettikleri bir gerçek var! Bunlar da yeri geldiğinde birbirlerini acımasız bir şekilde satar!
Nasıl mı?
Ah durun, bu durumu Erdoğan’a muhalefette neredeyse Abdullah Gül’le yarışan Ahmet Davutoğlu’nun FETÖ’cü oğlu üzerinden izah edeyim!
Malumunuz… FETÖ, Dışişleri Bakanlığına en çok Ahmet Davutoğlu’nun bakanlığı döneminde sızdı!
Yani…
15 Temmuz sonrasında, KHK ile Dışişleri Bakanlığındaki görevlerinden alınan 350 memur, Davutoğlu döneminde bakanlığa alınmıştı! Hatta FETÖ yönetimindeki Fatih Üniversitesi’nin mezunları, Dışişleri Bakanlığında yine Davutoğlu döneminde yuvalandı.
“Diplomatik kaynaklar, ihraç edilen diplomatların çoğunun çoktan seçmeli sınavların yapıldığı 2010-2013 döneminde bakanlığa girdiğine dikkat çekiyordu.”
15 Temmuz FETÖ darbe girişimi sonrası 10 diplomattan 3’ü FETÖ’den ihraç edildi! Bu rakam, Dışişleri Bakanlığındaki diplomatların yüzde 30’una tekabül ediyor!
Peki bunu nasıl başardılar?
Eskiden sözlü sınavlar, bütün müsteşar yardımcıları ve müdürlerin katıldığı kalabalık bir heyet önünde yapılıyordu! Davutoğlu döneminde bütün bu yetkiler beş kişilik bir komisyonun eline geçti!
Dört yıl bakanlık sürecinde Dışişleri Personel Daire Başkanı FETÖ tutuklusu Tuncay Babalı’ydı! Diğer iki yılda ise bu göreve gelen isim FETÖ tutuklusu Ali Fındık…
Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanlığı döneminde, Gül’den habersiz bir şekilde Ahmet Davutoğlu’nu Sümüklü Feto ile görüştüren isim ise Bakanlık dönemindeki özel danışmanı, “Davutoğlu’nun prensi” olarak tanınan Gürcan Balık’tı!
Şimdi saydığımız bu üç isim de FETÖ’den tutuklu!
Hani Lütfü Türkkan toptan perakende satış falan demiş ya… Bu yazıda FETÖ’cü “oğulun” sıkışınca “babayı” nasıl sattığını anlatacağım!
Aslında gerçek şu ki Ahmet Davutoğlu ta o dönemlerden, yani Dışişleri Bakanı olduğu günden beri başına buyruk hareket ediyor, saman altından su yürütüyordu!
Düşünün… Dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül dahi Davutoğlu-Sümüklü Feto görüşmesinden ancak bir hafta sonra haberdar olmuştu!
O dönem Başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan, FETÖ’cü Gürcan Balık’ın bir toplantıda ortalığı karıştırması sonucu Ahmet Davutoğlu’na rahatsızlığını dile getirmişti!
Sizce bu durumda Ahmet Davutoğlu ne yapmış olabilir peki?
Sözde “otoriter” diye eleştirdikleri dönemin Başbakanı Erdoğan’a rağmen rahat durmayarak Gürcan Balık’a sahip çıktı… Dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e giderek, Erdoğan’ın istemediği bu adamı Köşk kadrosuna alması için rica etti!
Ahmet Davutoğlu’nu hedef alan bu yazım Akit’ten kaldırılmıştı!
“Akit’te yayımlanan ve Ahmet Davutoğlu’nu hedef alan yazı internet sitesinden kaldırıldı” 20.07.2018 14:21
‘Başkanlık sisteminde sansüre karşı güvencemiz olmayacak mı?’
Yazının sahibi Mehtap Yılmaz, yazının kaldırılmasının ardından şu açıklamalarda bulundu:
“Bugünkü yazım, gazetem tarafından internet sitesinden kaldırıldı! Sansürlendi yani… Başkanlık sisteminde sansüre karşı bir güvencemiz olmayacak mı?”
İşte internet sitesinden kaldırılan yazının Ahmet Davutoğlu ve Gürcan Balık’la ilgili bölümü:
“Abdullah Gül’ün Başdanışmanı FETÖ’cü, Ahmet Davutoğlu’nun oğlum gibi dediği şahısmış!” başlıklı yazıda Yılmaz, şu ifadeleri kullanmıştı:
“Yahu biz daha dışarıdakileri içeri tıkın derken siz içerideki haşhaşileri salıyorsunuz! İşte Abdullah Gül’ün başdanışmanı olan FETÖ’nün Dışişleri imamı Gürcan Balık, bir araba antin kuntin gerekçelerle serbest bırakılmış! Bu mahluk, Kazakistan ve Tiflis büyükelçiliğine getirilmiş! Sabah Gazetesinin haberine göre Rus hatunlara düşkünlüğüyle biliniyor! Hatta Davutoğlu’nun Sergey Lavrov’a söylediğine göre, bir Rus ile evlenmiş! Ayrıca söylenenlere göre beleşçinin biri imiş… Bizim Bilderbergli Fehmi Koru gibi davet adisyonlarını eşe dosta kitlermiş!
Yurtdışındaki elçilikleri ve konsoloslukları Sümüklü Feto’nun kafasına göre dizayn etmiş…
Dışişleri Bakanlığı’nda özel kalem müdürlüğü falan yapmış!
Ha burada sıkı durun! Sen de sıkı dur Bilderberg’li Fehmi’nin kardeşi Naci Koru! Evet, bu şahıs, 2010-2012 yılları arasında Ahmet Davutoğlu’nun özel müşavirliğine getirilmiş! Ahmet Davutoğlu ile muhabbetleri o kadar kavi ki, Davutoğlu, Gürcan Balık’a “oğlum” dermiş! Hey gidi Ahmet Davutoğlu hey!
…
Ağladı mı zırladı mı araya adam koydu mu bilmem ama, amacına ulaşmış. Adli kontrol şartıyla serbest bırakılmış… Herif tescilli FETÖ Dışişleri imamı işte.”
Kaynak: https://www.gazeteyolculuk.net/ahmet-davutoglunu-hedef-alan-yazi-akitten-kaldirildi
Bu yazım üzerine FETÖ’cü Gürcan Balık’ın sessiz sedasız tahliye edilmesi gündem oluşturmuştu.
Derken tekrar gözaltına alındı…
FETÖ’cü Gürcan Balık, mahkemedeki ifadesinde hakkımda şu beyanlarda bulundu!
“Mehtap Yılmaz’ı tanımıyorum, bilmiyorum. İstihbarat örgütünde mi çalışıyor ki? Benim için nasıl tanıklık yapacak? Heyetinizi töhmet altında bırakıyor, tehdit ediyor. Böyle birisi nasıl tanıklık vasfını kazanıyor? Büyük yankı yaratacağını bilmeme rağmen sesiz kaldım. Devlet sorumluluğum, devlet bilincim ve büyük sadakatimin bazı etkili odaklarca dikkate alınmadığını düşünüyorum.”
Derken, Gürcan Balık baktı ki “babacığı kendisi için kılını kıpırdatmıyor”, açtı ağzını yumdu gözünü… Davutoğlu’nu yani “babasını” sattı!
Mahkeme önünde, cümle aleme Ahmet Davutoğlu’nun Dışişleri Bakanlığı dönemindeki FETÖ bağlantılarını ifşa etti!
“Davutoğlu’nun ‘oğlu’ isyan etti: ‘Bana o talimatları verenler, Akın İpek’in evinden ayrılmayanlar nerede?’”
“Afrikalı bir devlet adamı ülkemizi ziyaret etmek istiyormuş. Bu şahıs hakkında halkına karşı soykırım suçu işlediği iddiasıyla Fransa ve İspanya’da davaları devam ediyordu. Arap Baharı’nın yaşandığı dönemdi. ‘Adı soykırımla anılan bir kişiyi getirmek yanlış olur. Özel turist olarak gelirse olur, ama devlet adına ziyaret olmaz’ dedim. Bakan Ahmet Davutoğlu da aynı görüşteydi. 10-15 gün sonra Davutoğlu’nun turistik ziyareti de engellediği söylentisi çıktı. Bunun üzerine Davutoğlu, ‘Akın İpek’le konuş. Onun misafiriymiş. Misafir olarak gelebilir’ dedi. Akın İpek’e söyledim. Kendisi bizzat Konut’a geldi. Sarıldılar, kucaklaştılar. O devlet başkanı da misafir olarak geldi. Olay budur. Ben bu görüşmeden yargılanıyorum.
Bir başka olay: Resmi bir toplantı için ABD’ye gidecektik. O zaman bu kadar uçak yoktu, kiralanıyordu. Akın İpek’in uçağını kiraladık, bununla gidip, döndük. Ücretini ödemek istediğimizde, ‘Devletin işinden para almam’ diyerek, kabul etmedi. Peki ücreti Ahmet Davutoğlu FETÖ üyesi olduğu için mi almadı, Dışişleri Bakanı olduğu için mi?”
“Ömer Şahin, Radikal’in Ankara Temsilcisi idi, şimdi serbest. Gazetecilere bilgilendirme yapılırdı. Yurt dışı seyahatlerine en çok davet edilen hükümet nezdinde çok makbul bir gazeteciydi. Ekrem Dumanlı ile Today’s Zaman köşe yazarı ve sayın Ahmet Davutoğlu’nun öğrencisi İhsan Yılmaz’a gelince; Cumhurbaşkanı başdanışmanı olunca birçok kişinin bana ulaşmak üzere Dışişleri Bakanlığı’nı aramaya devam edilmesi üzerine, Dışişleri’nin talebiyle cep telefonumda kayıtlı yaklaşık 300 kişiye, Cumhurbaşkanlığı’ndaki irtibat bilgilerimi toplu mesaj olarak gönderdim. Ekrem Dumanlı ve İhsan Yılmaz ile irtibatımda bu mesajımdan ibarettir.”
Lütfü Türkkan İyi Parti Milletvekili ise bu yazıdan sonra asıl kendi arkasını kollasın derken bunu kastediyorum işte!
“Balık’ın ‘FETÖ/PDY örgütü ile irtibatlı’ sayılmasının sebeplerinden birisi, 2011-2014 yıllarında firari iş adamı Akın İpek’le görüşmesi ve onun Marmaris’teki 7 yıldızlı Angel’s Peninsula adlı otelinde kalması… Balık bu suçlamayı cevaplandırırken, o dönem çok sayıda siyasinin de İpek’le görüştüğünü ve otelinde kaldığını hatırlattı.
Balık’ın, “Onlar da otelde kaldı” dediği isimlerden bazıları şunlardı:
“Cumhurbaşkanı Abdullah Gül… Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, ailesi, siyasi danışmanı Ali Sarıkaya ve basın danışmanı Osman Sert… Ali Babacan… Mehmet Şimşek… Hüseyin Çelik… Mehdi Eker… Sadullah Ergin… Nihat Ergün… Ömer Çelik… Suat Kılıç… Gül’ün koruma müdürü Osman Çangal…”
Balık, şu iddiada da bulundu:
“Sayın Davutoğlu’nun yanı sıra daha birçok devlet büyüğünün, hükümet üyesinin, milletvekillerinin ve üst düzey çok sayıda bürokratın bu otele gidip, ciddi indirimlerle veya herhangi bir ücret ödemeksizin konaklamış oldukları Ankara’da herkesin malumuydu, bunu ben de duymuştum. Bu hususu, benim bu otelde kalmış olmamı, terör örgütü üyeliğinin bir deliliymiş gibi bu dosyaya gönderen kolluk dahil, devlette ve Ankara’da bilmeyen yoktur.”
Ya işte böyle Lütfü Türkkan! AK Parti kehanetlerini bırak da kendine mukayyet ol, aklını kulan!
Yeniakitte yazdığım yazının tamamı…
Uzun suredir yazilarinizi okuyamadim sizin yazinizi isminizi gorunce sevindim uzun suredir akit yazarlarininda cogunu okumuyorum hasan karakayadan sonra cok azini okuyabiliyorum bir ara hastalanmistiniz gecmis olsun sizi internet ortamaninda buldugum icin sevindim bundan sonra sizi takipteyim insallah yorumda yollarim
vallhi akit gazetesini ve televizyonunu takip ederim hiç birşeyden korkmadıklrını zannederdim doğruların gazetesi olarak biliyorum da sizin yazılarınızı neden kaldırdığını ve işinizden attığını hala anlamış değilim BİZ KİME GÜVENECEZ YA AT İZİ İT İZİNE KARIŞTI